Türkiye'de küçük ve orta boy yüklenici inşaat firmaları, özellikleri, sorunları ve çözüm önerileri

Abstract

Girişimciliğin önem kazandığı günümüz ekonomi ortamında, değişen koşullara ve sorunlara uyum sağlayarak, çözümler üretebilen esnek şirketlerin varlığı çok önemlidir. Rekabet eden, çağdaş girişimci işletme modelini simgeleyen, Türkiye'de tüm işletmelerin ve istihdamın büyük bir bölümünü oluşturan küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİ) bu noktada önem kazanmaktadır. Ülkemizin lokomotif sektörlerinden biri olan ve emek-yoğun teknolojilerinin kullanıldığı inşaat sektörü, yarattığı istihdam ve ekonomiye getirdiği canlılıkla, önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada inşaat sektöründeki küçük ve orta boy yüklenici inşaat firmalarının mevcut durumu, özellikleri, sorunları ve çözümleri incelenmeye çalışılmıştır. KOBÎ' 1er incelendikten sonra, ülkemizdeki inşaat sektörünün durumu, sektörün işletme ve yönetim konuları ile bağlantısı kurulmuştur. Türkiye'deki küçük ve orta boy yüklenici inşaat firmalarının özellikleri incelenerek sorunları yönetim, organizasyon, finans, muhasebe, pazarlama-satış, halkla ilişkiler, insan kaynaklan, bilişim teknolojileri ve Ar-Ge başlıkları allında saptanıp öneriler sunulmuştur. Toplumun sosyokültürel anlayışı, ülkemizdeki siyasi istikrarsızlık, mevcut fiziki ve mali yapı, tüm bunların paralelinde inşaat firmalarının yönetimindeki amatör tavır ve buna bağlı olarak işletmelerin yapısındaki aksaklıklar, bu işletmelerin sorunlarının nedenleridir. Birey olarak yerine getirmemiz gerekenler kadar ülke yönetimi de gerekli hassasiyeti göstermelidir. Kanunlar çıkartılmalı, teşvikler gerçekleştirilmelidir. Eğitim seviyesi yükseltilmeli, siyasi ve ekonomik istikrarsızlıklara izin verilmemelidir. AB ile ilişkilerimizin yoğun olduğu bu dönemde, alınacak kararlar ve yürürlüğe girecek kanunlar AB İlerleme Raporlarına yansıyacağı gibi, ülkemiz için önemli gelişmeleri de tetikleyecektir. Güvenilir ekonomik ve siyasi ortamda tüm sektörlerde bir gelişme yaşanacaktır. Yaratılan istihdam ile ülkemizin alım gücü artacak, refah bir toplum oluşacaktır. Sosyal refah seviyesi yüksek olan toplumun koşulu, yatırım ve üretim yapabilen, çalışan, kendini geliştiren ve eğitimli bireylerden geçmektedir.